30.05.2008

BİRAZ DEĞİŞİKLİK YAPALIM


Bazen giydiğim giysilerden sıkılır,üzerlerinde oynama ihtiyacı duyarım.Mor renkli tuniğim son zamanlarda bana oldukça sade gelmeye başlayınca,yaka kısmına ve yaka açıklığına pul boncuk işledim.



Böylece pul ve boncuklarla , ışıltılı hale geldi ve şimdi daha severek giyiyorum.
İki bluzum daha var pulladığım.Onları da ekleyeceğim.
Sizlerde giysilerinize küçük dokunuşlarla yeni bir hava verebilirsiniz....

28.05.2008

BİLMEM NE DESEM Kİ :D


Diyeceksiniz ki bu kadının da hep bir bahanesi var ancak bahanem olmasa , bloğum bu kadar ihmale gelirmiydi ....
Eşimin annesi bir hafta yanımızdaydı ;haliyle oturamadım pc ye ve kimseleri de okuyamadım :(
Bitmek bilmez kışlık yıkama ve kaldırma ,yorgan havalandırma gibi işleri ,artık ortalardan kalksın diye yaptım.Yok valla hamarat gelin durumlarından hiç hoşlanmam ,yapmak zorunda olduğum için yaptım :)
Şimdi bu aralar benim en yoğun günlerim.Yılsonu etkinlikleri geldi çattı.
Mezuniyet töreni hazırlıkları,provaları,kullanılacak müzik seçimi,tören sonrası konseri için son çalışmalar,
yıl sonu konseri son provaları,eksik enstrüman temini,ses düzeni,provalara gelmeyen öğrencileri ayrıca bul,çalıştır,mutlaka ters giden birşeyler olur onlara sinirlen,
eve gelince kızlarımın yılsonu faaliyetlerinin provaları derken içim dışım prova oldu.13 haziran gelsin artık!!!!
Pilim bitti...
Sizleri tam bahar aylarına uygun mutlaka bildiğiniz ve yediğinizi düşündüğüm pirinç salatası ya da çin salatası ile başbaşa bırakıp ,wordde şarkı listesi yazmaya geçiyorum.
Salatayı ise dilediğiniz kadar pirinci sıvı yağla biraz diri kalacak şekilde pişirip ,
içine taze soğan,dereotunu ve kornişon turşuyu mutlaka ekleyip ,
sonra ki malzemeleri sizin damak tadınıza göre(mısır,domates,yeşil,siyah zeytin,maydonoz,rende havuç,kırmızı lahana,haşlanmış tavuk göğsü)ilave ederek bol limonla tamamlıyoruz.
Yağını, pirinci pişirirken koyduğumuz için tekrar koymaya gerek yok.Yanında başka bir şey yemeden ,öğünümüzü hafif bir şekilde tamamlamanın huzurunu yaşıyoruz tabi...

16.05.2008

AZ ÖNCE PAZARDAN GELDİM...

Az önce pazardan geldim,okul çıkışı uğradım.Bartın'ın pazarı salı ve cuma günleri kuruluyor.Pazarın yerel şekilde söylenişi GARILA BAZARI...Pazardaki satıcıların hemen hepsi kadın olduğu için ismi bu şekilde kalmış.:)
Neler vardı pazarda;
hiç eksik olmayanlar bol marul,taze soğan ,maydonoz.
Yeni yeni tezgahlarda bezelye,semizotu,kabak,salatalık,kiraz,çilek var.Bartının çileği meşhur ,çilekler çoğalmış ve iyice kırmızılaşmış artık.Kilosu 2.50,3.00 Ytl civarı .
Bu gördüğünüz bitki de DİKEN UCU.Adından belli olduğu gibi bahar aylarında filizlenen dikenin uç kısımlarına deniyor . Kartlaşmamış dikenucunu hiç pişirmeden bile alıp yiyebilirsiniz.Ama genel olarak haşlanıp sonra diğer otlar gibi kavurması yapılır.Demeti 50 ykr.
Eve gelince aldıklarımı yıkadım ve kızlarıma bir tabak hazırladım,serin serin yesinler diye.
Salatalıklar gerçekten çıtır çıtır,eriğin muhteşem bir tadı var ekşi ile tadlı arası,kirazlar manavlarda satılan napolyonlar gibi değil ama sabah ağaçtan toplanıp geldiğini bilmem yeter.
Eh ağzınızı sulandırdım artık ben gideyim :D
iyi hafta sonları.....






14.05.2008

ARAYI GENE AÇTIK.....

Bu kez bilgisayar falan çökmedi =))...
Her bahar yakalandığım ,bahar temizliği sendromuyla başbaşaydım sadece.
Neler yapıldı;
salon ve koridor duvarları silindi,
bütün camlar silindi,
perdeler yıkandı,
koltuk minder ve kılıfları yıkandı,
gümüşlüğün içi indirilip tüm gümüşler parlatıldı,
ve daha anımsayamadığım bir sürü gerekli ve gereksiz iş halloldu....
ama ev işi kadar nankör olan başka bir şey var mı acaba, arabaların geçtiği tarafta ki camlar tozlandı bile:(...
Şimdi içimi kemiren ,bir türlü ısınamayan havalar ısınır ısınmaz kışlıkları ortadan kaldırmak,hiçbirisini görmek istemiyorum...
Ancak güneş almayan yerlerde beni sıcacık sarmalayan çifter kat giydiğim hırkalarıma haksızlık etmiyeyim....:) Sendromun nefes molalarında ,yaptığım yüzüklerimi çok sevdim.Yine perili renkleri ve etnik duruşlu tabiki....
Silikon lastiğe geçirdiğim pirinç boncukların arasında canlı renklerde hint boncukları göz doldurdu.İğne oyası,çiviye geçmiş savarovski taşlar,minik ziller,ve küçük bir kumaş parçası yüzüğümüzün diğer detaylarıydı.Ne kadar inandırıcı sizin için bilmiyorum ama tektaşımdan bile severek taktığım bir yüzük oldu....



1.05.2008

KİTAP SOBESİ.

Usta kalembaz, iyi dost Fikrimin ince gülünün kitap konulu sobesiyle verdiğimiz açıkları kapayalım.

Kitaplar, bizim jenerasyonumuzun, çocukluğumuzdan itibaren en iyi dostu oldu.Yeni jenerasyonda mutlaka seviyor okumayı ama bizim, çocukluğumuzdan itibaren kitap okumak ,en vazgeçilmezimiz oldu(çünkü sokakta oynamaktan ve kitap okumaktan başka yapacak bir şey yoktu...)....

Annem çok kitap okuyan bir anne değildi,ancak babam hem kendisine, hem bize getirdiği kitaplar ve Milliyet Çocuk Dergisi ile adım attırdı büyülü dünyaya ...

Milliyet Çocuk,perşembe ya da cuma günleri çıkardı ve ağabeyimle ÖNCE okuma kavgası yapardık.

Sınıf kitaplığından en çok kim kitap okuyacak aşkıyla alınıp,bir solukta okunan kitapların içinden Behrenginin kitaplarını anımsıyorum.
Canım babam suçiçeği geçirip de eve kapandığım günler için Çocuk Kalbi,Şeker Portakalı,Küçük Kadınlar,Pal sokağı çocukları, kitaplarıyla eve döndüğünde bambaşka dünyalara gitmiş ,bu canım kitapları İki Yıl Okul Tatili,GülliverinGezileri,Aziz Nesin'in Şimdiki Çoçuklar Harika,Hayvan Deyipte geçme takip etmişti...

İlkokul beşinci sınıfta babaannemin hastaneye yatması üzerine annem yanında refakatçı kalınca,ağabeyimle bir ay boyunca amcamlarda kalmıştık.
Amcamın kitapları arasında yılanların öcünü bulmuş ve hiç bitmesini istemeden okumuştum...Kendi okuduğum kitapların yanında babamın kitaplığının da tadı hoşuma gitmiş Hüseyin Rahmi Gürpınar,Kerime Nadir,Muazzez Tahsin Berkant erken genç kızlık hayallerimin kitapları oluvermişti.
Ortaokula Karşıyaka Kız meslek Lisesinde başlamış ve okulumuzun muhteşem kütüphanesi öğlen tatillerimizin vazgeçilmez adresi olmuştu.Kütüphane görevlisi Hatice Ablanın huzur verici sesi ile kitaplarımızı seçer,Doğan kardeş dergilerinin ,eski Ses mecmualarının arasında öğlen yemek zamanını geçirirdik.
Misafirliğe gittiğimiz bir evde bulduğum fotoromanlarla tavan yapan aşk dünyam,Vincent Ewing' in yazdığını sandığım, yıllar sonra Nihal Yeğinobalının yazdığını öğrendiğim GENÇ KIZLAR isimli kült romanla nirvanaya ulaşmıştı....

Yaz tatillerinde, arkadaşlarımla yaptığımız kitap değişimleriyl,e sıcak öğleden sonraları, tadına doyulmaz kitap okuma saatlerine dönüşürdü.Şimdi anneler çoçuğum kitap okumuyor diye söylenirken benim annem yeter artık bırak kitap okumayı diye söylenirdi.Elimde okuyacak kitap kalmazsa ağabeyimin Kızılmaskelerine ,Mandrakelerine zıplardım.


Sıkıcı bir pazar günü okuyacak bir şey bulamayınca şimdinin iğrenç poşetlerinin yerini tutan, gazete kağıdından yapılmış kesekağıdını, bıçakla özenle açıp, mutfak masasına yayarak okumaktan aldığım keyfi hala unutamam .

Üniversite yıllarımda aldığım ilk kredi parası ile Pulitzer ödüllü Bülbülü öldürmek isimli muhteşem bir kitap almıştım.Rahmetli Duygu Asenayı Kadının Adı Yok isimli kitabı ile tanımış ve kendime İdol yapmıştım.
Milliyet Sanat Dergisi ile dergici olmaya adım atmış ,Zeynep Oral 'ın Bir Ses romanında anlattığı Reha İsvanla Barış davasını tanımıştım...
Okul çıkışlarında Çınar sinemasının karşısında ,İleri kitapevinden son çıkan kitapları keşfetmek,eski kitapçıları gezip eski dergiler ve şiir kitaplarıyla tanışmak o yıllara rastlar...
Alsancakta Sevgi yolunda ikinci el kitapçılardan alınan Can Yücel,Bertolt Brecht,Özdemir Asaf ,Cemal Süreya,Edip Cansever,Murathan Mungan şiir kitapları bana yepyeni bir dünya açacak bu şiir sevdası ile şiir denemeleri yapılacak ve öğretmenliğimin ilk yıllarında A.D.D de şiir günlerinde bol bol şiirler okunacaktı....
En etkilendiğim kitapların başındaYaşar Kemal'in Ada hikayeleri gelir,moda kitapları okumaktan pek hoşlanmam ama etkilenipte okumuşluğum çoktur.
Ancak daha önceden yaptığım bir itirafı tekrar etmek istiyorum blog sahibi olmadan evvel çok daha fazla kitap okurdum...:))
Şu anda Kürşat Başar'ın Başucumda Müzik isimli kitabını okumaktayım ve sobemi bitirmenin iç huzuru ile topu BEYHAN cığıma atıyor ,merakla bekliyorum...






DÖNDÜM....


Nerden başlasam bilemedim,epey bir zaman geçti.Artık klasikleşmiş olan bilsiyar çöküntüsü faciası ile mecburi bir ara,sonra aranın arası ile oluşan yabancılaşma duygusu :),23 nisan nedeni ile okul kutlamaları yoğunlukları,kızların gösterilerine hazırlanma derken bugüne geldik...:)

Bilgisayar çöküntüsü konusunda zannetmeyin ki tüm gün pc başında girmediğim yer yok,ondan çöküp duruyoruz .Artık bloglardan bile virüs geldiğini düşünmeye başladım,çünkü yeni yüklediğimiz zarar verecek linkleri uyaran proğram bazı arkadaşların bloğunda uyarıyor.

Birde malum müzik paylaşım proğramı var,oradan da çok virüs geliyormuş.Neyse şimdi herşey normal görünüyor....