TAŞ EV

Kızlarımın taş tırtıllarını yaparken ,eşimin eniştesinin kendi kesip yaptığı kuş ev geldi aklıma.

Oldukça fazla taş vardı ve artık kullanmadığımız balık fanusunda öyle duruyorlardı.Evi taşlarla kaplayarak hoş bir görüntü olur düşüncesi ile başladım çalışmaya. Sıcak silikonla taşlarımızı yapıştırıyoruz,işlem basit ancak çocukların başka bir oda da olduğu zaman kullanmak gerekiyor sıcak silikonu .Yanma riski var çünkü.Kızlarım odalarında evcilik oynarken ben de sessiz ve tehlikesiz bir şekilde hızla işime koyuluyorum.

daha önce de söylemiştim taşları Gümüldür'den toplamıştık.Denizin içinde ıslakken renkleriyle insanı öyle cezbediyorlardı ki hergün torba torba taş taşıyordum .Beni görenler de ne düşünmüştür acaba.Taşlar kuruyunca tabi o muhteşem renklerini kaybedip soluk bir hal alıyor.Ama olsun şekilleri ,dalgaların yüzlerce kere aşındırması ile hepsi birbirinden farklı

Eh biliyorsunuz taş evler moda .Bakın benim de minyatür bir taş evim var.Alaçatı' dakiler gibi değil ama çok sevimli.Küçük güzeldir ....

Eh bir de güzel bir amaca hizmet edecek ,(içine kuşlar girerlerse tabi ) önümüz kış, o soğuk günler de penceresinden başını uzatmış minik bir kuş ile bize balkonumuzda eşlik edecek...

TAŞ TIRTILLARIMIZ

Yaz tatilinde çocukları oyalamak zor.Hergün farklı birşeyler yapmaya çalışıyoruz ancak gene de bazan tıkanıp kalıyoruz.Kızlarımın sıkıntısını gidermek için blogları dolaşırken , keşfettim sayfalarını.Fimolar,boyamalar yaratıcı fikirlerle dolu Çoçukla çocuk, un sayfaların da öyle güzel çalışmalar vardı ki,kızlarımı da çağırdım ve taş tırtıl fikri çok hoşlarına gitti.Malzemelerimizde vardı.2-3 yıl öncesinde Gümüldür'den topladığımız taşların arasından seçtik ,taşlarımızı.zeynep ve İpek keyifle boyadı taşları.Rengarenk neşeli taşlar ortaya çıktı.

Daha sonra taşlarımızı büyükten küçüğe doğru,fon kartonuna yapıştırıp,taşların aralarından yuvarlaklıklarını bozmadan makasla şekillendiriyoruz.

Büyük kızım Zeynep ,Nazlı tırtıl koydu adını.

İpek iki tane tırtıl yaptı.İpeğin tırtıları da Leyla ile Melek... İpeğin fon kartonunu kesmesine ben yardımcı oldum.Tek başına kesemedi.

Bunlar da arta kalan renkli taşlar....

teşekkürler Çocukla Çocuk

AJANDAMIN İÇİNDEKİLER....

Bir yerler de okuyup da çok beğendiğim dizeler,paragraflar,dörtlükler,ajandamın içinde yıllardan beri birikip durmakta.İşte bunlardan bazıları...

• Düzenli maaşı olan işler hayalgücü ve macera duygusunun düşmanıdır....

"Buket Uzuner"

• çocuklarımıza kazandırmamız gereken iki önemli şey vardır.Biri sağlam kökler,diğeri bir çift KANAT....

"Hodding Carter"

• önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenirler.

otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenirler.

deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenirler.

yaşamdan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenirler.

yaşamdan da öğrenemeyenler boşa gitmiş yaşamlarıyla öğrenirler.

"Arthur Miller"

• "ben umut taşıyan bir kadınım.Neden umut taşıyorum?Çünkü yaşamak umutlu olmayı gerektiriyor.Hiç kimse, son nefesini ,hangi gün,hangi saatte ,nerede vereceğini bilmiyor.Bilmediğimize göre ,o ana kadar umutlu olunması gerekiyor.

Hayattan bir şey beklenmez ki! Hayatta birşeyler yaparsın.....

"Güldal Mumcu"

• Devler gibi iz bırakmak istiyorsanız ,karıncalar gibi çalışmalısınız...

SICAK ÇOK SICAK

Sıcak çok fena ,küresel ısınma kendini iyice bıraktı ve hiçççç gitmeye niyeti yok.Evvelki yıllarda ağustos ayı girdimi havalar serinlerdi burada .Hatta ayın ortasından itibaren geceleri yorgan örtünürdük.Şimdi ise geceleri pencereler açık yatıyoruz.Son derece sıcak.Üstelik birde felaket bir nem var.Ee soluğu denizde alıyoruz.Ancak canım Amasra'm çığrından çıkmış vaziyette .Kalabalığa bakarmısınız.Tabi ki bu kalabalıkta girmeyi göze alamayıp ,daha sakin olan askeriyenin plajından giriyoruz.

daha sonra biraz turlayıp ,Barış 'ın mezarını ziyaret ederek,Bartın'ın yolunu tutuyoruz...

İYİ Kİ DOĞDUN

Blog dünyasını yeni keşfetmişim ,daldan dala konuyorum,Bir Kadının Güncesi yazıyor profilinde ,uzun uzun yazmış yazılarını .Aslında sıkılırım çok uzun yazılar okuyunca ,aa hemen akıp gidiyor yazdıkları,ne kadar benden ,ne kadar bizden,ne kadar içten...
her gün okumaya başlıyorum ,ve artık yorum bırakmak istiyorum çünkü karşımda sohbet eder gibiyim .İlk yorumuma hemen geri dönüp, perili köşke en sıcacık haliyle yanıt veriyor.
Ne kadar sanal bir dünya olursa olsun ,gerçek dostluklar var bloglarda .Fikrimin dostluğuda gerçek.Yoğun geçen iş hayatı,iki tane dünya tatlısı oğluşun sorumluluklarına rağmen herkese yetişir fikrimciğim.Hangi bloga baksam çoktan okunmuş ve fikrimin mesajları çoktan bırakılmıştır...
O kadar sabırlı ve yüreği geniş bir insandır ki ,kimselere kızmadan,tek bir kelime bile incitmeden kapılarını açar bloğunun...
Kalemi kuvvetli arkadaşım bir gün belki bir kitapta toplar yazıtlarını...
Kaç yıl önce doğmuş bilmiyorum ama ben sembolik olarak ve enerji olarakta 25 lerinde hissettiğim fikrimin ince gülüne nice yıllar ,nice yaşlar diliyorum.
İyi ki doğdun....
Nice nice güzel sağlıklı günlere...

İTÜ GÜNEŞ TEKNESİ TAKIMININ BAŞARISI

Son günlerde blog arkadaşlarımın yazılarında okudum İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Güneş Tekne takımının dünya üçüncüsü olmalarının başarısını...

Fikrimin ince gülü beni mimlemiş ve maalesef basın da ve TV de haber değeri taşımayan (!) bu konuyu blog dünyasında duyurabildiğimiz kadar duyurarak ,toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirelim.Ben de ,renkler, gamzeli ,baldantatlı yı bloglarında bu konuda yer vermek üzere mimliyorum.

İTÜ Güneş Teknesi Takımı tarafından tasarlanan ve üretilen ,Türkiye'nin güneş enerjisi ile çalışan ilk teknesi NUSRAT 13-17 Haziran 2007 tarihlerinde ABD nin Arkansas eyaletinde düzenlenen Solar Splash 2007 Güneş Tekneleri Yarışması Dünya Şampiyonasında
üçüncülük derecesini aldı .
"Sprint","slalom"ve" Endurance"kategorilerinde yarışan İTÜ Güneş Teknesi Takımı
aynı zamanda "En iyi çaylak takım"seçildi.
Tekne de "En iyi elektrik sistem tasarımı","en iyi güneş enerjisi sistemi tasarımı "ve "en iyi görsel sunum "ödüllerini aldı.
Takım kaptanı Münir Cansın Özden ve tüm ekibi kutluyor ve yeni başarılarla dolu haberler bekliyoruz

KALEM TUTKUM

Kalemlerimin hepsi benim için çok özeldir.Çok severek ve özenerek seçerim kalemlerimi.Renkleri, işlevleri, incelikleri yeni kalemler listesinin önceliklerini belirler.Küçüklüğümden beri kırtasiyeler,en sevdiğim yerlerdir.İhtiyacım olmasa bile yalnızca beğendiğim için aldığım kalemlerim çoktur.





yeni çıkan ,özelliği olan kalemlere dayanamam.

ince uçlu kalemlerin her biri ile 0.7,0.5,0.9 ayrı defterlere ayrı notlar tutarım bazen .Birbirinden farklı zamanlarda tutulmuş notlarım,ajandalarım ,farklı uçlarla yazılmış yazılarla doludur.Bazıları unutmamam gereken notlar,bilgiler,bazıları sevdiğim yazarların güzel paragrafları,bazıları çocuklarımla ilgili aldığım yine unutmamam gereken notlar vs....

şimdi kızlarımda alıştı benden ,her kırtasiye önünden geçişimizde mutlaka içeri girmek istiyorlar ve zevkle seçiyorlar kalemlerini ;yine renkli ,cıvıl cıvıl tercihler kalemleri...

Bir de kalemlerimin kokusuna dayanamam ,yeni olanları küçük ve ince kalem kutusunda saklarım .Kalem kutusunu açtığımda mis gibi kokar kalemlerim.

HOME SWEET HOME

Nihayet,cumartesi günü evime döndüm,daha doğrusu resmen Ankara'dan kaçtık.Susuzluk had safhadaydı,cuma akşam üzeri sular gelmişti ancak çamur gibiydi.çamuru gitsin ,berrak aksın ve de kullanabilsin diye bizim gibi bir sürü insan saatlerce su akıttı.Güya su tasarrufu yapılıyor.

İnsan nereye giderse gitsin evini özlüyor,bizde ailecek oh be ...olduk ,Bartın zaten benim nirvanam...

Ankara'da, kendisini tanıyınca daha da çok sevdiğim DNZ ile buluştuk,sağolsun ikinci görüşmemiz de de Bembi ve Acemi Aşçıya da haber verip onlarla da tanışmış oldum.

Bir daha ki buluşmamızın Bartın'da olmasını dile getirerek(bendeniz tarafından tabi ve gayet ciddi bu teklifimi ,zaman içinde psikolojik baskılarla da artırıp, kendi kendime beynim de hızla düşünerek...)ayrıldık.

Bizim buralar da epey sıcak ,rutubet de fazla olduğu için insan yapış yapış oluyor,evimle ilgili yapmam gereken rutin toparlama işlerinden sonra elişlerine başlayacağım....