23.06.2008

İYİ Kİ DOĞDUN....

Annesinin kocaman kızı Zeynep'im,bundan tam 9 yıl önce bugün Zekai Tahir Burak doğumevinde açtı gözlerini dünyaya.Normal doğum yaptığım için refakatçı almıyorlardı .Kaldığım odada 8 yeni doğum yapmış kadın ve 8 yeni doğmuş bebek vardı.Ağlayan bebekler ve onları susturmaya çalışan çoğu yeni anne 8 kadın...


O kadar ağlayan bebeğe inat benim bebeğim gözlerini açmadan uyuyordu.Şaşkın şaşkın etrafı izliyordum yattığım yerden.Biraz panik olmaya da başlamıştım,vizite gelen doktora korku dolu neden ağlamıyor ,sesi çıkmıyor dediğim de şaşkınlık sırası doktordaydı.İyi ya ,yat dinlen işte ,sonra bulamayacaksın bu günleri demişti.Epey bir süre sonra hafif ağlar bir tonda sesler çıkaran kızısım gözlerini kocaman açarak bakışlarını bana dikmiş uzun süre bakışmıştık.Etrafımızda ağlayan bebekleri ile boğuşan annelere aldırmadan ilk konuşmamızı yapmış ve yeniden uykuya dalmıştı uykucu kızım.
Zaman gerçekten çok çabuk geçiyor tüm bu anlattıklarım dün gibi...
Oysa tam 9 yıl geçmiş üzerinden...

Her yıl olduğu gibi, güzel bir doğum günü masası hazırladım kızıma.Çocukların damak tadına uygun bir menü ile ve görüntüyle destekledik...


Grup Hepsinin yeni albümüyle eğlendiler,oyunlar oynadılar çığlık çığlığa....



Hızlarını alamayıp bahçeye indiler ve akşamın geç saatlerine kadar oyuna devam ettiler.....


Bana da kocaman bir yorgunluk kaldı...
Ama nasıl geçtiğini anlamadığım 9 sene için değmez mi ?
hem de nasıl,nasıl.....

19.06.2008

DARI MANCARI



Karadenizli olanlar Darı Mancarı otunu bilirler.Pişirilmesi ıspanak gibi,pişirildikten sonra ki görüntüsü de yine ıspanak gibi.
Burada ki pazarda bol miktarda satılıyor bağı 50 ykr.Ben de ,tüm egelilerde olan ot tutkusu nedeni ile gördüğüm bütün ot çeşitlerini alıp pişiriyorum.Aslında yaşadığım yere ait yiyecekleri öğrenmek ,yemek ,bende o kente ait olma duygusunu arttıyor ve ben bu duyguyu seviyorum :)


Yıkayıp,doğrayıp,pirinçli ıspanak yapar gibi pişiriyoruz...

17.06.2008

PULLU BLUZ



BU bluzumu daha önceden pullamıştım,yani yeni yaptığım bir işleme değil.İlk hali görüldüğü gibi yalnızca dantelli,pullarla daha bir şenlendi...

15.06.2008

ATATÜRK ÇOK KIRILMIŞTIR...

Hürriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun'u çok severek okurum ve cumartesi günü yazdığı köşe yazısını gözlerim dolu ,boğazımda kocaman bir yumru ile okudum.Belki okumayanlarınız vardır diye paylaşmak istedim..





Atatürk çok kırılmıştır...

ATATÜRK, Fatih Altaylı'nın "Teke Tek" programını öbür dünyadan seyrederken "Ben Atatürk'ü sevmiyorum, Humeyni'yi seviyorum" diyen türbanlılara çok kırılmıştır zaten.

Uzaktan kumanda aletini İsmet Paşa'nın önüne atıp "Zapla İsmet..." demiştir:

"Peki bu ne?.."

"Hadi Gel Bizimle Ol..."

*

Bunlar tabii ki Atatürk'ü sevmezler. Çünkü Atatürk'ün rugan potinleri, fötr şapkaları, yakası kolalı gömlekleri vardı.

Yüzmeyi severdi Atatürk.

Dans ederdi.

Rakı içerdi.

Köpeği de vardı Atatürk'ün.

O Türkçe yazdı, Türkçe konuştu.

Ata binerdi adam gibi.

Savaşırken de, severken de koca bir yüreği vardı onun. O medeni kişiliği ve o koca yüreğiyle bu toprakları özgürleştirip uygarlığa doğru yol alsın diye, devrim yasaları ile donatarak bırakıp gitti.

Bunlar Atatürk'ü sevmezler.

*

Peki siz?..

Siz sevdiniz mi Atatürk'ü?..

Atatürk'ü sevmeyenleri başınıza taç yapıp Türkiye'yi onlara teslim ettiniz ya... Zenginler kasaları-cüzdanları hatırına, fakirler bir torba nohut karşılığında, orta halliler bir aymazlık pahasına sattınız ya koca Atatürk'ü.

Bakın Türkiye'nin haline.

Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın ve ülkeyi yöneten iktidar partisinin, o televizyona çıkıp "Atatürk'ü sevmiyorum" diyen türbanlı kızlarla aynı suç iddialarından yargılandıklarının farkında değil misiniz?..

Pekiiii...

O türbanlı kızların önüne düşüp Türkiye Cumhuriyeti'ni "dinci simgelere izin vermiyor diye" AİHM'ye şikáyet edene selam çakıp ne diyorsunuz:

"First Leydi..."

(.........)

İşte böyle sevenleri ile sevmeyenleri arasında bir yerdedir Atatürk...

Muhtemelen üzgün ve kırgın...

14.06.2008

YAŞASIN TATİL!...



Gerçekten de bütün bir yıl boyunca ,bu gördüğünüz karıncalardan farkımız yoktu.Öğrencisiyle öğretmeniyle hepimiz çok yorulduk,çok emek harcadık ve yarışın sonuna geldik....
Hele benim için, tüm yıl orta şiddette olan yoğunluk(!)şu son iki haftadır depar yaptırdı bana :)her gün sabahtan akşam yedilere kadar ,öğlen yemek molası vermeksizin mezuniyet törenimiz,yıl sonu konserimiz ,karne törenimiz derken hepsi geçti bitti işte......
Bütün bunların haricinde koşuşturduğum extra durumları hiç saymıyorum bile...(bakınız :Bugün saat 4 te, TBMM başkanı Köksal Toptan'ında katıldığı Tapu Kadastronun düzenlediği törende istiklal marşı okutmak gibi...)


Bu arada biz öğretmenlerin tatili hemen başlamıyor,yaklaşık temmuzun 2. haftasına kadar okuldayız .Bakmayın siz attığım Yaşasın Tatil başlığına ;tatili çok özlemiş olmakla beraber öğrencisiz bir okul garip gelmiştir bana.Boş ,ıssız sıraların olduğu zamanlar hiç çekilmez okul.Öğrencilerin cıvıltısıdır okulları okul yapan....