EBELEME SOBELEME
Sobeye başlamadan bir de süpriz yapalım.ce-ee...
Ben küçükken:kendi dünyasında mutlu mesut yaşayan, koca gözlü kömür saçlı bir kızdım.Okulum uzak olduğu için ,güzel havalar da üst kat komşumuz bisikletiyle götürürdü beni okuluma .Bisikletinin ön tarafına astığı küçük çantanın içinde radyosu vardı.Radyo 3 ün klasik müziği eşliğinde geçerdik bahçelerin,o zaman daha az olan arabaların yanından...
Klasik müzik aşkı,kuğu gölü,tuna dalgaları o zamanlar girmişti müzik dağarcığıma..
Apartmanda ki çocuklarla apartmanın boşluğunda yankılanan sesimizle şarkı söylemek en büyük keyiflerimizden biriydi,ilkokul öğretmenimiz keşfedememişti beni ,iki tane kız vardı habire onlara indim havuz başınayı söylettirir dururdu.Banaysa 23 Nisanlar da ,bayramlar da şiir okumak kalırdı.En azından sesimin tonunun farkına az da olsa varmıştı.
Miliyet çocuk dergilerimle,babamın kendisine aldığı kitapları her okul dönüşü misafir odasında ,annemin yaptığı muhallebileri yiyerek okurdum .Radyodaki ders konularımızla bağlantılı olan çocuk saatini dinlemek en büyük keyfimdi...Akşam altıda ki radyo piyesini merakla bekleyen anneme ben de sessizce eşlik ederdim...
Aslında Ben :daldan dala konan isteklerimle; bir gün ressam olucam ,bir gün müzisyen olucam ,lise de yazdığım oyunlarla tiyatroculuk sevdasına tutulan,ardından arkeolojiye merak sarıp arkeolog olucam diye ortalarda gezinen hayalperestin tekiydim...
İlkKopyamı ne zaman Çektim:Şu an da duysa nasıl kızacak olan namazında niyazında olan babamın haberi yok tabi bundan.Din Bilgisi dersinden nefret ederdim.Aslında her öğrenci de olduğu gibi dersinden çok öğretmenini sevmezdim...Dinbilgisinden öğretmenimizin yazdırdığı konuları resim defterimin üzerine yapıştırmış ve renkli jelatin kağıtla kaplamış , en ön sırada oradan baka baka yazmıştım çok büyük bir iç huzuru ile...
daha da doğru düzgün kopya çektiğim olmamıştır..
En Saçma Huyum:Şu an da en saçma huyum ,yıkanacak olan nevresimlerimi çarşaflarımı önce silkeleyip sonra atarım makineye,tavuk suyu(tablet değil,tabletleri zaten eve sokmam) yoksa asla çorba yapmam,menüyü değiştiririm...
Cep Telefonum:Nokiaya kullanıyorum ancak telefon özürlü bir insanım ben,çoğunlukla telefonu ev de unuturum ,tam gerekli zaman da yanımda olmadığını görünce sinirlenirim.İlk cep telefonumu cep telefonları çıktıktan yıllar sonra almıştım,sony ericson T 100 müydü neydi,marka merakımda olmadığı için markaları ve özellikleri de pek bilmem.
Benim için çözünürlüğü yüksek olması sürekli fotoğraf çekme merakım yüzümden daha önemlidir .
Aşk Bence...Tuhaf bir şey..gençlik yıllarımda çoğunlukla platonik takılan ben,herkese aşık olabilirdim.Okulan önünde bekleyen yakışıklı çocuğa ,durakta bekleyen üniversite öğrencisine ,kırtasiye de çalışan yakışıklıya...
Ama yaşla beraber doğru orantı da ilerleyen Eros'un okları ,doğru zaman da ve doğru kişiye atınca okları hem de tam isabet yakalıyor duyguları ....
En Sevdiğim Bloglar:Bloglarla ilk tanışmam börülce salatası arama macerası ile olmuştu,a ne garip bir dünya demiş ve pasta bloglarına dadanmıştım...
daha sonra yalnızca yazıları ile günlüklerini tutan blogcular hergün okuma trafiğimi arttırdı.Ama içimde ki yaratıcılık ruhumu tetikleyen sayfalar yabancı bloglarda günışığına çıktı.
Şu anda da Köşkümün odaların da kapılarını zevkle tıkladığım ve iyi ki tıkladığım onlarca dostum var.İyi ki var..:)
kabartma tozu(deniz)