26.02.2008

BURUK DOĞUMGÜNÜ....

25 Şubat pazartesi İpek kızımın 8. yaş günü idi.
Ancak pazar günü çok uzaklardan gelen kötü bir haber bizi bizden alıp götürdüğü için ,küçük kuzuma istediği gibi bir doğum günü yapamadık....
Pastasını bile babası pastahaneler kapanmadan acele alıp geldi.Gönlü kırılmasın diye mumunu üflettik,dileğini diledi...
Önümüzde ki günler de doğumgünü yapacağız inşallah....

Çok sevdiğim ,çok sevgili can arkadaşım, 2 yıldır yaşadıkları yeni hayatlarında 17 yaşında ki birtanecik oğlunu kaybetti maalesef.....
Mükemmel bir anne baba ,ikiside resim öğretmeni,dünya iyisi ebeveyn, hayatta ki tek varlıklarını sonsuzluğa uğurladılar ....
Hayat böyle garip işte.Bir yanda ölümler, bir yanda doğumlar....
Ama çok erken geldi bu ölüm,o masum yüzüne ölüm yakışmadı ...
yakışmadı....
Allahın rahmeti üstün de olsun bebek yüzlüm....




23.02.2008

UZUN BİR SOBE....



Bartın'da yaşayan ve blog dünyasının yenilerinden olan sevgili Elif sobe oyununa davet etmiş beni ...bu aralar yazma konusunda tembelim ,doğru düzgün birşeyler de yapmıyorum ne bileyim işte bunlardan dolayı yazmaya fırsat bulamamıştım.

Aslında seviyorum sobeleri ,sobeler sayesinde daha iyi tanımış oluyoruz blog arkadaşlarımızı ama işte o eşref saatini yakalamak lazım...

sorular ve cevapları...

İSİM VEYA LAKABINIZ: blog dünyasında perili olarak biliniyorum....:)


DOĞUM YERİNİZ:Karşıyaka doğumluyum.(35.5)


HOBİLERİNİZ: takılar tukular,süsler,püsler,janjanlı ne varsa çok severek yapmaya çalışırım,atık malzeme meraklısıyım,


EN DEĞERLİ ÜÇ ŞEYİNİZ: iki kızım ve eşim...


OLMAZSA OLMAZ DEDİĞİNİZ ŞEY:bilgisayarım,dergilerim,kızlarımın kahkaları...


İDEALİNİZ:İdeal yok artık bu saatten sonra da hayal diyelim, cam boncuk atölyem olmasını çok isterdim


ETKİLENDİĞİNİZ BİR KİTAP:Yaşar Kemal'in Ada Hikayelerinin etkisinden günlerce kurtulamamıştım.....


EN SEVDİĞİNİZ ŞARKI:Çok var, en sevdiğim diye ayıramıyorum.Goran Bregoviç ten Ederlezi,Timur Selçuk beni kör kuyularda,Che Guevara,the Wall,Ayrılık ateşten bir ok ilk aklıma gelenler....


GİTMEK İSTEDİĞİNİZ YER:Sarı Germe,Mesudiye,Artvin macahel,Yurt dışında Malta ve İspanya.


EN YAKIN ÜÇ BLOG ARKADAŞINIZ: henüz bir yıl oldu blog yazalı ancak sürekli yazıştığım güzel bir arkadaş grubum var,Deniz, Fikrimin İnce gülü, Anne kaz, Çocukla Çocuk hergün mutlaka uğradığım adresler,ancak linklerimdeki diğer arkadaşlarımı da ayrım yapmadan severek takip ediyorum.


UNUTAMADIĞINIZ BİR ANI: Büyük kzımın doğduğu gece hastahane de yanıma yatırıp uzun bir süre gözgöze bakışmıştık,gözlerini kocaman açıp ,sanki beni bilirmiş gibi ,dikkatle inceleyişini ve ağlamadan dakikalarca duruşunu unutamam.


BURCUNUZ: Boğa.


İLGİLENDİĞİNİZ SPOR DALI, YOKSA TUTTUĞUNUZ TAKIM:Müzik yüzünden bir sporla uğraşamadım öğrenciliğim de,(kolumuzu başımızı kırmayalım diye),yürüme ve yazın yüzme dışında yok yaptığım bir spor.Takım da tutmuyorum ,valla tutmuyorum ,maç falan izlemem ben,izlerken çok heyecan yapıp kendimi fazla geriyorum ,bu gergin durumdan da hoşlanmam...


İDEAL BİR KADIN NASIL OLMALI:Sanatçı ruhlu olmalı ve mutlaka bir sanatla ilgili olmalı.Müzik,edebiyat,tiyatro,resim,heykel....


İDEAL BİR ERKEK NASIL OLMALI:Aynen o da öyle olmalı.Hıı teknoloji ile de arası mutlaka olmalı.


TEKNOLOJİNİN GELİŞMESİ OLUMLUMU, OLUMSUZMU?: olumlu tabiii.


İCAT EDİLMESEYDİ NE YAPARDIM BİLMİYORUM DEDİĞİNİZ ŞEY: çamaşır makinesi ve fotoğraf makinesi.


İNSANLARIN SÖZLERİNE Mİ, YOKSA GÖZLERİNE Mİ İNANMALI?:Sözler tabi.Gerçekçiyim ben.Artık insanlar gözünün içine baka baka yalan söylüyor...(hoş öyle de söyleyen söylüyor...)


HAYATTAKİ SEVİNÇ KAYNAĞINIZ: Çocuklarımın sesi ve evde ki yemek kokusu...


HAYATTAKİ EN BÜYÜK KORKUNUZ:Çok boktan bir sebepten ölüp gitmek....


MANTIK EVLİLİĞİMİ YOKSA AŞK EVLİLİĞİMİ:Aşk olmazsa olmaz.


EN SEVDİĞİNİZ YEMEK: Domatesli ve mozerallalı makarna....


EN SEVMEDİĞİNİZ YEMEK:Yeşil mercimek,pırasa,kapuska...


BLOG SAHİBİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZ:Henüz tanışamadık ama bloğunu zevkle okuyorum ve de fakat sıcakkanlı biri olduğunu hissedebiliyorum :)
oh be hiç bu kadar uzun bir sobe yanıtlamamıştım...

artık ıcığımı cıcığımı öğrendiniz :)

ben de Evrim ve kızma bana ama :) denizciğim, sobeyi size yolluyorum...

21.02.2008

İKİNDİ KAHVALTISI

Kızlarım okuldan gelince yesinler diye atıştırmalık birşeyler yapayım diye düşündüm.En kolayından biz Egeli'lerin PİŞİ dediği ,
un ,1 yumurta ,karbonat ve ılık su ile karılan hamuru hazırladım.
Bazı yerlerde puf böreği de deniyor bu hamur işine.Hamuru orta yumuşaklıkta olacak şekilde hazırlayıp,oklava ile çok kalın olmadan açıyoruz.

Azcık espri katmak için ,açılan hamuru kurabiye kalıplarımızla kesiyoruz ki küçük hanımlar yerken neşelensin....
Çocuk,ev,araba,köpek şekilleri ile içi boş pişiler (İpek böyle seviyor),yuvarlak şekillere peynir koyup poğaça gibi kapayarak da esas şekilleri ile pişilerimizi çok fazla yağ olmayan tavada (fazla kızartma yok biliyorsunuz ki,yasak...) pişiriyoruz.
Yanına bir bardak ayran ile ,okul dönüşü kazınan midelerini ,yemek zamanına kadar doldurmuş oluyoruz.....
Siz, ben öyle hamur falan uğraşamam derseniz fırından alacağınız ekmek hamuruyla da aynı pişileri yapabilirsiniz.Yalnızca hamurun cıvıklığını almak için biraz daha un eklemelisiniz....




19.02.2008

ŞOK!...


Blog okurken ve yazarken uzun yazılardan pek hoşlanmıyorum aslında ama bahsedeceğim konu uzunca .

Sabırla okumanızı ve bilgilerinizi paylaşmanızı istiyorum sizlerden.Yaklaşık iki saat önce Uğur Dündar'ın hazırladığı Arena'yı izledim.

Daha doğrusu hem mutfakta birşeyler hazırlıyor hem kulak kabartıyordum ki,ERKEN ERGENLİK denen bir konudan bahsedildi.

Son zamanlarda ergenlik yaşının 7 -10 yaş civarına düştüğünü söylediklerinde şoka girdim.

Uzman doktor bu yıl 100 e yakın vakayla karşılaştığından bahsetti.

Erken ergenlik deyince yalnızca adet görme kastedilmiyor,boy uzaması ,göğüslerin büyümesi,kıllanma gibi belirtilerden bazıları ortaya çıkabiliyor.

Aile yaşıtlarına göre boyu daha uzun kızının manken gibi,fidan gibi ifadelerle kendini rahatlatıp kötü düşünmüyor.

Ama erken boyu uzayan çocuk 15 yaşına gelince 1.60 larda kalıyor diğer yaşıtları uzarken erken ergen olduğu yerde kalıyor büyüme duruyor.

Neden erken ergenlik artmaya başladı? :


  • hormunlu gıdalar

  • fast food gıdalar

  • ağır tarım ilaçlı sebze ve meyveler

  • gazlı ve boyalı içeçekler

  • koruyucu katkı maddeli yiyecekler

  • çocuk makyaj malzemelerindeki kimyasallar

  • bazı oyuncaklar

  • şampuan,güneş kremi ,parfüm,deodorantlar....

uzmanın saydığı maddeler bunlardı.Hatta ıslak mendil olarak bildiğimiz daha bebekliklerinden itibaren kullandığımız temizlik havlularında paraben denen maddenin olduğunu söyleyince hemen google dan parabeni taradım.Oldukça moralim bozuldu.İşte kısaca paraben.


PARABEN


"Parabenler gıda, kozmetik ve ilaçlarda koruyucu olarak kullanılırlar.


Metil, etil, propil, butil paraben ve sodyum benzoat bunlara örnektirler.


Bu maddelere duyarlı kişilerde alındıklarında, ağır cilt bulguları veya deride kızarıklık, şişlik,


kaşıntı ve ağrıya neden olurlar.


İngilterede yapılan son araştırmalarda ise parabenlerin kullanıldığı ürünleri tüketen ve göğüs


kanserine yakalanmış insanların kanserli dokularında paraben kimyasallar bulunmuştur.


Bu parabenlerin, parfüm, deodorant, krem, güneş yağları, çeşitli makyaj ürünleri ve diş macunu


kullanımı ile ciltten absorbe edilerek vücuda girişinin sağlandığı anlaşılmıştır.


Dokulara yerleşen parabenler östrojen hormonlarını artırarak dengeyi bozmakta ve kanser


tümörleri oluşmaktadır.Bu bulgulardan sonra yukarıda ismi geçen ürünlerin paraben içeren


çeşitlerinden şiddetle kaçınılması sağlığımızın bir gereği olmalıdır.."


"PARABENLER: Küflenmeyi önlemek için mayonez, salça, ketçap, salata sosları, hardal,jöle,


reçel, meyve sularında kullanılıyor. Deride kızarma, kaşıntı, şişme ve şoklara neden olabiliyor..."


Erken ergenlik yalnızca kız çocuklarını değil erkek çocuklarını da genlerindeki bozukluk yaparak etkiliyor.


Bütün bunlardan sonra uzman doktor , erken fark eden ailelerin çocuklarına, tedavi ile müdahele


edebildiklerini,organik yiyecek tüketilmeye çalışılmasını ,katkı maddeli yiyecekler ,fast food yiyecekler,ağır kızartma yiyecekler tüketilmemesini söyledi....


Şimdi içimde kocaman bir yumru, paraben ve daha adını bilemediğim bir sürü kimyasallardan ne kadarı kızlarımın vücudunda var, diye kara kara düşünüyorum....





17.02.2008

MEMLEKETİMİNDEN KAR MANZARALARI...

Sizlere belki kar görmekten ögk gelmiştir ,ancak bizim gerçek anlamda dolu dolu yağan ilk karımız olduğu için müthiş sevinçliyiz.
İki gündür yoğun bir kar yağışı var ve şu anda fırtınayla karışık tipi halinde yağıyor.Sizleri çektiğimiz kar manzaraları ile başbaşa bırakalım,özellikle güney de yaşayan dostlarımıza sevgilerle.....













































15.02.2008

KÜLTÜR GEZİSİ...



Daha önce Ankara 'ya gidişimizden bahsetmiştim.

Çok kısa kaldık Ankara'da.Yaz aylarında onca bol zamana rağmen tatil yüzünden kültür gezilerimiz sıfıra indiği için,şimdi 3-4 gün içinde görebildiğimiz kadar sahne gösterisi izleyelim dedik.Ankara Devlet Opera ve Balesinin Iltrovatore operasını kaldığımız günlere denk geldiği için tercih ettik.Salonun neredeyse tamamının dolu olması beni çok mutlu etti.Dekorlar ,kostümler ve performanslar gerçekten çok güzeldi....



Ankara 'ya gitmeden önce Nazlı nın tavsiye ettiği Rembetiko isimli müzikali görmeyi çok istemiştim.


Uzakta olmamıza rağmen bilet bulamama derdi yok çünkü internetten rahatlıkla bilet temin edilebiliniyor.


Çayyolu sahnesinde izlediğimiz oyunu Ankara 'da yaşayan tüm arkadaşlara ısrarla tavsiye ediyorum.


Mübadele yılların da Anadolu'dan Yunanistan'a göçen halkın yaşamlarını anlatan müzikal ,dekorları ,kostümleri ile o kadar dolu dolu,müzikler o kadar ama o kadar güzel ki...


oyunun kitapçığının içinde müzik cd si çıkınca nasıl sevindim anlatamam ,müziği bloğuma ekleyemedim çünkü nette aradım,hiçbir yerde yok .Eğer ben Esnips e yüklemeyi başarırsam mutlaka ekleyeceğim..


Ama dediğim gibi gitme şansınız varsa ,kaçırmayın,süre uzun, ikibuçuk saat sürdü,


yerinde duramayan İpek bile sonlara doğru mızırdandı yalnızca...

Sahne sanatları ile kültürel açlığımızı az da olsa yatıştırdık.Yeni gösterilere doğru ,yelken açtık ,ama bizim yolumuz çok uzun açık denizdeyiz biz ,karaya yakın olanlar demir alıp bir mola desinler.....

14.02.2008

11.02.2008

YOKTUM MALUM....

Epeydir yoktum ,kusura bakmayın selamsız sabahsız ara vermek zorunda kaldım.

Sömestr tatili başlayınca bir süre ADSL bağlantısı kesikti,

sonra kısa bir süre şehir dışına Ankara'ya gidiş nedeni ile yazamadım,

döndüm,benim için tatil demek evini derle topla ,temizlik yap demek modunda olduğum için , dip köşe, (üç büyük kitaplığı indirip yer değiştirmek süreti ile başladım desem yeterli olur umarım...)

bütün eve yayılan ve dün gece yarılarına kadar devam etmiş bir durumu hayal edin yalnızca...

Çok yoruldum gerçekten ama yaşadığım iç huzurunu anlatamam ve hiçbirşeye de değişemem.

Böyle de manyak bir durum işte hiç kirlenmeyecek gibi temizlenme ,arınmaya çalışma , üç gün sonra silbaştan.....

İpek kızımın tatil ödevi olan "kitap yazalım" la ,günlerimiz ilk başlarda ne yapacağız kaygısıyla geçti.Sonra, kagıt vs den birbirinden güzel kağıtlar seçip isteyince ,ve dergi sayfalarının arasında dolaşırken,ne yapacağımız çıkıverdi ortaya.
Mevsimleri anlattı İpek. 4 mevsimi neden sevdiğini yazdı ve dokulu kağıtlarla da resimledik.Biz ortaya çıkan kitabımızı çok beğendik.
ilk kitabımız ,büyüyünce devamı gelir inşallah....



yaprakları delgeçle kesip yapıştırdık,ağacımız,çimlerimizbulutların bir kısmı kumaş kağıt,diğer detaylar sünger kağıt....baba ve kızı İpek çizdi ,boyadı.




kartaneleri yine delgeçle,çatı oluklu karton,ağaç,ev kardan adam tüylü kağıt....



en beğendiğimiz ilkbahar oldu...cıvıl cıvıl...
çiçekler delgeçlerle,giysilersarı rekli normal kağıt ,diğerleri sünger kağıt,mandallarımız bardak mandalı...






yüzen çocuk ,top ve balıkları ipek çizdi,boyadı.Diğer detaylar yine kumaş kağıt...






Size de tavsiye ederiz ,yaparken çok eğlendik,hatta ben İpekten bile daha çok keyif aldım...
yazacağım çok şey var şimdilik mola......